Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Monroe Doktrini

1787’de kurulan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa devletlerinin Amerika kıtasına karışmalarını istemiyordu. İngiltere, Fransa ve Prusya’nın Latin Amerika; Rusya’nın Kuzey Amerika üzerindeki isteklerine karşı koymak için ABD, dış politikasını bazı kurallara bağlama gereği hissetmişti. ABD başkanı Monroe, kongrede yaptığı konuşmada devletin dış politikasını şu esaslara dayandırıyordu (1823):

1. ABD, Avrupa devletlerinin Amerika kıtasında yeniden sömürgecilik hareketlerine girişmelerine ve kendi sistemlerini kıtanın herhangi bir yerinde uygulamak için yapacakları girişimlere izin veremez.

2. ABD, Avrupalı güçlerin arasında bunları ilgilendiren soruna, savaşlara ve politikalara karışmamayı esas alır.

Bu esaslarla ABD, Avrupa’nın kendi kıtasına karışmamasını, buna karşılık kendisinin de Avrupa sorunları ve diplomasisinden uzak durmasını yani kıtasına kapanarak yalnızlık (infirat) politikasına dönmesini sağlamış oldu.

1823 yılında açıklanan bu doktrine göre ABD, Avrupa’daki olaylara karışmayacak ve Avrupalı güçlerin Amerika kıtasındaki varlığına saygı gösterecek; Avrupa devletleri de Latin Amerika’da ortaya çıkan cumhuriyetler üzerinde yeni bir sömürge politikası gütmeyecektir. Amerika ‘’Yalnızlık Politikası’’ ile Avrupalı devletleri Amerika’dan uzak tutmak istemiştir. Doktrin ilk bakışta Amerikalıların savunmasını amaçlamakla birlikte ABD’nin ilerideki yayılma hareketlerine bir hazırlık imkânı da oluşturmuştur. Amerika kıtasından Avrupalılar uzaklaştırıldıktan sonra ABD, her iki Amerika kıtası üzerinde siyasi ve iktisadi bir nüfuz kurma yoluna gitmiştir.

Prof. Dr. Fahir ARMAOĞLU, 20. Yüzyıl

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu