İslam ve Diğer Dinler Tarihi

Hinduizmin Ortaya Çıkışı ve Temel Özellikleri

Hint Alt Kıtası’nda ortaya çıkan inanç sistemleri arasında tarihî bakımdan en eskisi Hinduizmdir. Müslümanların İndus Nehri etrafında oturan halka verdikleri ismin Farsça ifadesi olan Hindu tabiri tamamen coğrafi bir deyimdir.

Bazı kaynaklarda Hinduizme Brahmanizm de denilmiştir. Hindular ise kendi dinlerini, dünyanın yaratılışı aşamasında, insanın burada huzurlu bir hayat yaşayabilmesi için Tanrı tarafından önerilen ve tesis edilen yol manasındaki “Sanatana Dharma” (Ebedî Düzen) terimiyle ifade ederler.

Hinduizm, günümüzdeki çok tanrılı inançların en renkli temsilcisidir. Köy mabetlerinde bazen sayıları yüzleri bulan putlar bulunur. Hintli Müslümanlarla iç içe yaşayan Hindular dünya nüfusunun yaklaşık %12’sini oluştururlar.

Hinduizm, Hint Yarımadası’yla sınırlı bir din oluşu itibarı ile etnik kökenlidir. O, diğer millî dinlerden, belli bir kurucusu ve inanç sisteminin olmamasıyla ayrılır. Hinduizmin bilinen tarihi, otuz beş asırdan daha uzun bir zaman dilimini kapsar. Tarihsel gelişimi “Klasik, Orta Çağ ve Modern Hinduizm” olmak üzere üç ana bölümde incelenebilir.


Klasik Dönem
, miladi 9. asra kadar devam eden süreçtir.


Orta Çağ
Hinduizmi, bu dinin içerisindeki değişim ve dönüşümde özellikle İslam’ın büyük rol oynadığı dönemdir. Bireyin ancak kendini sevgi ve samimiyetle Tanrı’ya adaması sayesinde kurtuluşa erebileceği inancı bu dönemin en belirgin özelliğidir. Modern Dönemde bu dindeki değişim ve dönüşümde Hristiyanlık etkili olmuştur.

Hinduizmde varlıkların oluşumu, saf maddeden saf ruha doğru bir süreçle ifade edilir. Bu iki uç arasında madde ve ruhtan oluşan varlıklar yer alır. Buna göre başlangıçta sadece Brahman vardı. Diğerleri ondan sudur ederek varlık sahasına çıkmıştır. Ancak bu oluşumun ne zaman ve niçin meydana geldiği belli değildir. Çünkü o, zaman sürecinin dışındadır.

Varlıklar dünyası, cansız nesneler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar şeklinde kategorilere ayrılır. Varlıkların Mutlak Ruh’a (Brahman) benzerlik oranı, insanlar kategorisinden aşağıya inildikçe azalır. Ancak bu kategori içerisinde yer alanlar da aynı özelliklere sahip değildir.

Hinduizmin en belirgin özelliklerinden biri kast sistemidir. Hindulara göre kast sistemi dinî bir inançtır ve Rigveda’ya dayanır. Kast, aynı işle meşgul olan, görev ve gelenekleriyle birbirine sımsıkı sarılan insanların meydana getirdiği birlik anlamına gelir.

Kastlar, tanrı Brahman’ın insan şeklinde tasavvur edilen vücudunun farklı yerlerinden yaratılmıştır. Bundan dolayı insanların farklı karakterlerde ve farklı işler yapmaya meyilli oldukları kabul edilir. Bu çerçevede herkesin öncelikle, kendi kastının gereklerini yerine getirmesi gerekir. Bireyin şu andaki hayatında çalışarak kastını değiştirme imkânı yoktur. Ancak daha üst kastlara mensup bir kimse olarak yeniden dünyaya gelmek (reenkarnasyon) ise kişinin içinde bulunduğu kastın gereklerini eksiksiz olarak yerine getirmesiyle mümkündür.

Hint dinlerinde ahiret inancı; karma, tenasüh (ruh göçü ) ve defalarca dünyaya gelme (reenkarnasyon) inancıyla bağlantılıdır. Hinduizmde bu kavram “samsara” terimi ile ifade edilir. Bu inanç sistemine göre tam olgunluğa ulaşamamış kimseler öldükten sonra başka bir hayat yaşamaya devam ederler.

Hinduizmde bulunan karma inancı dünya hayatındaki ilişkileri düzenleyen ahlaki prensiplerdir. Bu prensiplere göre dünya hayatında yapılan ameller, kişinin kaderine tesir eder ve tekrar vücut bulmasında rol oynar. Ölüm, bir korku vasıtası, bir yokluk değil, bir varlıktan diğerine geçiştir. Ruhlar, ölümsüz ve ebedîdir. Kişi, karma kanunu gereği iyi veya kötü davranışlarına göre ilahî, beşerî, hayvani ya da nebati vücutlar şeklinde tekrar hayat bulur.

Yoga ve meditasyon da Hinduizmde önemli dinî kavramlardandır. Yoga, insanın beden, zihin ve manevi gücünü bir araya getirme egzersizidir. Meditasyon zihni olumsuz düşüncelerden arındırma ve bir rahatlama yöntemidir. Hulul (enkarnasyon) ise tanrı Vişnu’nun insan şekline girmesidir.

Hinduizmin belli bir kurucusu olmasa da kutsal metinler bakımından oldukça zengindir. Bunların dili ise çoğunlukla Sanskritçedir.

Hintlilerde ortak ibadet sembolü, “om”dur. Om kelimesi, Vedaları okumaya başlamadan, duadan, yemekten ve herhangi bir işe başlamadan önce söylenir.

Hinduizmde ibadet, tapınaklarda din adamları liderliğinde okunan ilahiler dışında temelde bireysel bir faaliyettir. Hindu ibadetleri, evde günlük yapılanlar, özel durumlarda icra edilen törenler ve ay takvimine göre yılın belli günlerindeki periyodik ibadetler olmak üzere üç gruba ayrılır.

Hint dininde hayatın her safhasını kapsayan diğer bazı ritüeller de vardır. Bunlardan biri de cenaze törenleridir. Hindular, ruhun ölmezliğine inandıkları için ölülerini gömmezler. Cesetleri yakarak küllerini kutsal kabul edilen Ganj Nehri’ne dökerler. Cenaze törenlerinden ve bu törenlere katılanlara yapılan ikramlardan amaç, ölünün yeni bir ruhsal bedene girmesine yardımcı olmaktır.

Ayrıca bakınız:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu