İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Kütahya-Eskişehir Savaşları (10-24 Temmuz 1921)

II. İnönü Savaşı’nda aldıkları yenilgiden sonra Yunanlılar, Türk ordusunu kesin yenilgiye uğratabilmek ve Anadolu’daki emellerini gerçekleştirmek için çok daha üstün savaş gücünün gerektiğini anlamışlardı. Bunun için tüm maddi ve manevi kaynaklarını ordunun emrine verdiler. Bu amaçla Yunanistan’da seferberlik ilan edildi. Eli silah tutan herkes askere alındı.

İngiliz Hükûmeti de Yunanlılara gereken her türlü mühimmat ve para yardımı yaptı. Bu arada Batı Anadolu’daki Yunan ordusu da boş durmuyordu. Vatansever Türklerin Batı Cephesi’nde kullanılmak üzere İstanbul’dan gizlice kaçırdıkları cephanelerin İnebolu – Kastamonu – Ilgaz – Çankırı güzergahı üzerinden Türk ordusuna ulaşmasını engellemeye çalışıyorlardı.

Hazırlıklarını tamamlayan Yunan Kralı Constantine (Konstantin), 13 Haziranda İzmir’e geldi. Başlatacağı yeni saldırının başarılı olacağından emin bir şekilde Yunan birliklerini denetlemek ve savaş emri vermek üzere cepheye hareket etti.

10 Temmuzda başlayan Yunan saldırısının amacı iki ayrı cepheden taarruzla, Türk ordusunu iki ateş arasına alarak yok etmekti. II. İnönü Savaşı’nın üzerinden çok kısa bir zaman geçmişti ve Türk ordusu henüz yeterli silah ve cephaneye sahip değildi. Yunanlılar techizatı yetersiz birliklerimizin savunduğu ön hattı aşarak hızla ilerlediler. Yapılan Eskişehir – Kütahya Savaşları birliklerimizin yenilgisiyle sonuçlandı. Türk kuvvetleri karşılaştığı zor durumdan kurtulmak için Eskişehir’e kadar çekildi (13Temmuz).

18 Temmuz 1921’de Karacahisar’daki Batı Cephesi karargâhına gelen Mustafa Kemal, ordunun düzenlenip kuvvetlendirilmesi için Sakarya’nın doğusuna çekilmesini istedi. İlerlemeye devam eden Yunan ordusu Afyon, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirdi.

Kütahya-Eskişehir Savaşları (10-24 Temmuz 1921) – Farklı Kaynaktan

Yunanlar, İnönü Savaşlarının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve kendilerini başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri’ne kanıtlamak istiyorlardı. Bu nedenle Türk ordusu toparlanmadan saldırıya geçmek ve Ankara’yı alarak kesin sonuca varmak amacındaydılar. Yunan Kralı Konstantin, başarılı olacaklarına o kadar inanıyordu ki gazetecilere Ankara’da randevu bile vermişti.

Kütahya - Eskişehir Savaşları
Kütahya – Eskişehir Savaşları

Güçlerini arttırarak 10 Temmuz 1921’de saldırıya geçen Yunan kuvvetleri karşısında aşağıdaki metinden de anlaşılacağı gibi yokluk içinde mücadele eden Türk ordusu direnemedi.

“(…) Görevden dönen çift kanatlı bir keşif uçağı, Eskişehir/ Muttalip havaalanına yaklaşmaktaydı. Alan; uçak hangarları, pilot okulu ve geniş tamirhanesiyle birinci sınıf bir havaalanıydı. Uçak Bölüğü Komutanı Yüzbaşı Fazıl, makinist Eşref Koşman ve görevliler yaklaşan uçağı içleri giderek izliyorlardı. Çünkü ellerindeki son işe yarar uçak buydu. Eşref inledi: ‘Eyvah, bu da arızalanmış.’

Uçak arkasında siyah bir duman bırakarak toprak piste indi, sıçrayarak ilerleyip durdu. Koştular. Pilot Vecihi Hürkuş ve gözlemci Basri, yıldırım gibi uçaktan aşağı atladılar. İkisi de savaş heyecanı içindeydi. Vecihi: ‘Uçağı çabuk hazırlayın!’ diye haykırdı, ‘… bomba yükleyin, tüfeğe şerit takın! Çabuk, çabuk, çabuk!’ Fazıl’a döndü:
‘Hava kararmadan bir çıkış daha yapsak iyi olacak.’
‘Durum nasıl?’
Vecihi tam savaşın gidişi hakkında bilgi verecekti ki uçağı kontrol eden makinist acıyla: ‘Vecihi Bey!’ diye seslendi; baktılar, makinistin eli yağ içindeydi: ‘… bunun yağ deposu delinmiş!’

‘Değiştirin! Ama çok çabuk olun.’
‘Yedek depo yok ki.’
‘Öyleyse bunu tamir edin! Bir şey yapın! Haydi!’ Makinist kıvrandı:
‘Sökmesi, tamiri, yerine takması saatler alır.’
Vecihi, gözlerinden yaş fışkırarak başlığını ve rüzgâr gözlüğünü yere çarptı:
‘Lanet olsun yoksulluğa!’”

Vecihi Hürkuş
Vecihi Hürkuş

Türk ordusu, Mustafa Kemal’in emriyle daha fazla yıpranmamak ve toparlanma zamanı kazanabilmek için 24 Temmuz’da Sakarya Irmağı’nın doğusuna çekildi. Mustafa Kemal ordunun geri çekilmesini şu gerekçelere dayandırıyordu:

“Orduyu Eskişehir’in kuzey ve güneyinde topladıktan sonra düşman ordusuyla araya büyük bir mesafe koymak gerekir ki, orduyu derleyip toplayıp güçlendirebilelim. Düşman hiç durmadan ilerlerse hareket üssünden uzaklaşacak ve yeniden destek örgütleri kurmak zorunda kalacak; her hâlde ummadığı birçok zorlukla karşılaşacaktır. Buna karşılık bizim ordumuz toplu bulunacak ve daha elverişli koşullar içinde olacaktır.”

Ordunun geriye çekilmesiyle birlikte Kütahya, Afyon ve Eskişehir Yunanların eline geçti. İnönü Savaşlarının olumlu havası bir anda dağıldı. Hatta bazı milletvekilleri TBMM’nin Kayseri’ye taşınmasını önerdi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu