Türk Tarihi

Artuklular

Anadolu’nun fethi sırasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Artuk Bey’in oğulları tarafından
kurulmuştur. Devlete adını veren Artuk Bey, Selçuklu Sultanı Melikşah Devrinde Izmit’e kadar yapılan
fetihlerde bulunmuş, ancak Diyarbakır kuşatması sırasında
Melikşah’la arası açılmıştır. Artuk Bey bu olaydan sonra Suriye
Meliki Tutuş’un hizmetine girmiş, Tutuş da ona Kudüs’ü dirlik
olarak vermiştir.

Artuk Bey’in ölümünden sonra oğulları Sökmen ve İl Gazi,
Kudüs’ü Fatımîlere karşı koruyamayınca Diyarbakır yöresine
geldiler (1098). Bu bölgede Artuklu Beyliği’ni kurarak üç kol hâlinde
yönetimlerini sürdürdüler (1102). Bunlar; Hasankeyf Artukluları
(1102-1231), Mardin Artukluları (1108-1409), Harput Artuklularıdır
(1112-1234).

Batman Irmağı üzerinde bulunan Malabadi Köprüsü, Mardin’de
Hatuniye Medresesi, Koçhisar’da Ulu Cami, Muzafferiye,
Semanin, Şehidiye ve Hüsamiye Medreseleri bu döneme ait
eserlerdir.

Artuklular Devrinin en tanınmış bilim insanlarından biri EICezerî’dir.
Haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi
olan sibernetiğin ilk kurucusudur. Sibernetiğin gelişmesiyle
elektronik beyinler ve otomasyon denilen sistemler ortaya çıktı.

Cezerî dişli çarklarla çalışan çeşitli makineler yaptı. Bunun
yanında su saatleri, kendiliğinden kesilip akan fıskiye, mekanik
olarak çalışan müzik aletleri, tulumbalar ve şifreli kilitler yapmayı başardı.

ARTUKLULAR’DA TICARİ HAYAT

Artuklular Döneminde halktan çok az bir vergi alındığı için komşu
ülkelerden, Artuklu topraklarına göçler olduğu bilinmektedir. İnşa
edilen köprüler, kervansaraylar, camiler, medreseler, su kanalları
Artukluların iktisadi olarak geliştiğinin birer kanıtıdır. Metal işlemeciliği,
dericilik ve el sanatları oldukça gelişmişti. Etrafı bağlarla çevrili olan
Mardin’de pamuk ekimi yapıldığı, dokumacılığın geliştiği seyyahların
gezi notlarından anlaşılmaktadır. Van Gölü üzerinde gemilerle yapılan
nakliyat, Ahlat’ın ticari merkez olmasında önemli rol oynamıştı. Iran ve
Anadolu’dan gelen tüccarlar, Mardin Kızıltepe’deki pazarlarda
mallarını satmaktaydılar. Ülkedeki bu canlılık Moğol istilasına kadar
sürmüştü.

Doğuştan Günümüze Büyük Islam Tarihi, C 6, s. 189, 190.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu